KÖKLERİN DÖNGÜSÜ

“Köklerin Döngüsü”
Akrilik Boya, 49 Altıgen Tuval
Her bir kenar uzunluğu: 7 cm
Ebat: 100 x 100 cm
2025

Köklerin Döngüsü, 49 adet altıgen tuval üzeri akrilik boya ile oluşturduğum bu kompozisyon, hem bağımsız bir hikaye hem de birleştiği noktada yeni bir anlam yaratıyor. Altıgenler arasındaki ilişki, evrensel bir dengeyi ve sürekliliği simgeliyor.

Sanat pratiğim, doğa ile insan arasındaki evrensel dengeyi ve mitolojik anlatılar üzerinden kurulan kolektif hafızayı araştırıyor. Denge, döngü ve dönüşüm temalarını işlediğim bu çalışma, insan ve doğanın birbirine içkin olduğu bir evrende döngülerin tekrar eden yapısını, mitolojik figürler ve organik formlar üzerinden görünür kılmayı amaçlıyor.

Her bir altıgenin boyut ve formu, bilinçli bir tercih. Altıgenlerin birbirine kenetlenen yapısı, doğada sıkça karşımıza çıkan organik sistemlerin bir metaforu. Ancak Köklerin Döngüsünde bu şekil, doğadaki organik sistemleri çağrıştırırken, aslında bir hikaye anlatıcısı rolü üstleniyor.

Projede yedi kök soyların doğasını yansıtan, birbirine bağlanan kompozisyonlar sunuluyor. Her bir hikaye, bir dönemi temsil ediyor: Işıltı, Varlık, Kök, Ahenk, Denge, Uyanış, Başkalaşım.

Eserin kompozisyonu, izleyiciyi merkezi bir odak noktası yerine, akan bir görsel deneyime yönlendiren bir yapı üzerine kuruluyor. Algısal süreksizlikler ve iç içe geçmiş imgeler, bütüncül bir anlatının parçalanabilir olduğunu vurgularken, parçaların bireysel olarak da anlam taşıdığını gösteriyor.

Kullandığım renk paleti, ışık ve enerjinin dansını yansıtırken, organik formlar ve akan hatlar, yaşamın döngüselliğini simgeliyor.

Bu proje, klasik mitolojilerden ilham almakla birlikte, yeni bir mit yaratma amacını taşıyor. Farklı köklerden gelen mitolojik kodlar, bu eserde iç içe geçerek zamansız bir evren oluşturuyor.

Bu çalışma, insanlığın sürekli dönüşen hikayesine, döngüsüne ve köklerine bir bakış. Ve bu döngüde, bir bütünün parçası olduğumuzu hatırlatıyor.

Eğitimimi Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde tamamladıktan sonra, sanat pratiğimde portrelerden fantastik evrenlere uzanan bir dönüşüm süreci yaşadım. Çalışmalarım, kültürel ve mitolojik temalar üzerine şekillenirken, okültizim ve sembolizm gibi derin anlatım biçimlerinden esinlenerek ortaya çıkıyor. Çalışmalarımda doğa, mitoloji ve insan arasındaki ilişkiyi, renklerin ve sembollerin bir araya gelişiyle ifade ediyorum. Çocukluğumda, doğayla bütünleşmiş bir varlık gibi, çiçekleri konuşturup hayvanlarla iletişim kurmayı hayal ederken, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde doğanın gizemli güçleriyle iç içe geçmiş bir dünya yaratıyordum. Bu deneyimler, sanatıma yön veren en derin ilham kaynağım haline geldi. Doğanın kırılganlığı ve dengesinin modern dünyada nasıl bozulduğunu göz önüne alarak, eserlerimde döngü, denge ve dönüşüm temalarını işliyorum.